Ağustos'ta Birleşmiş Milletler'in devreye girmesiyle imzalanan ateşkesle geçici olarak savaş durduruldu. Fakat Fransa'nın aşırı uçtan Hutulara destek vererek kırsal kesimlerde INTERAHAMWE isimli örgütlenmeyi sağlaması soykırımı kaçınılmaz kıldı. Bu dönemde Tutsilerle birlikte ılımlı sayılan Hutular da fişlendiler. Örgütün soykırıma hazırlık aşamasında Çin'e yüzbinlerce satır sipariş edildi ve bunların yakında başlayacak "böcek" avında kullanılmaları salık verildi
6 Nisan 1994'te tarihin gördüğü en kanlı katliamlardan birisi radyoda yapılan anonslarla başladı. O gün, bir Hutu olan Devlet Başkanı Juvenal Habyarimana'nın uçağı düşürüldü. Ülkede yaşanan kaostan faydalanan Interahamwe üyeleri ellerindeki listelere bakarak, eğitimli Tutsi ve ılımlı Hutular başta olmak üzere kıyıma başladılar.
A.B.D, katliam sırasında öldürülen 10 Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerini sebep göstererek bölgede yalnızca 270 askerini bıraktı. O günlere ait anlatılan bir anekdotta bölgedeki bir BM komutanının dönemin BM sekreteri Kofi Annnan'ı arayıp ne yapmaları gerektiğini sorduğu ve "müdahale etmeyin" yanıtını aldığı anlatılır. BM'nin bu tavrı üzerine katliam daha da şiddetlendi
Katliam haberini alan "Ruanda Yurtseverler Birliği" üyeleri ülkenin doğusundan girip katliamcılarla savaşarak başkente kadar ülkeyi ele geçirdiler. O ana kadar bölgeye müdahaleden uzak durmaya çalışan Fransa, ani bir kararla, Hutu hükümetine askeri yardıma başladı.
Sonuç olarak 1994'ün Nisanından Temmuzuna kadar geçen 100 gün içinde tam 1 milyon Tutsi ve ılımlı Hutu, tüm dünyanın gözleri önünde, katledildi ve 2 milyon Hutu, Tutsilerin ve Ruanda Yurtseverler Birliği askerlerinin öç almasından çekindiği için komşu ülkelere mülteci olarak sığındı.
Neden oldu?
Soykırımın nedeni olarak, Avrupa kaynaklı ırk temeline dayalı teoriler de öne sürülmektedir. Avrupa'da o dönemde, ırk üzerine düşünce üreten bazı çevrelerce, Ruanda bölgesinde yaşayan insanların, ari ırk ile aşağı ırk olarak kabul edilen zenciler arasında bir tür geçiş ırkı olduğu iddia edilmiştir. Bu yüzden Hutuların, Tutsileri gerçek Ruandalı olarak değil, kendilerini sürekli aşağılayan ve sömüren Avrupalıların ülkelerindeki işgalci akrabaları olarak değerlendirdikleri iddia edilmiştir.
Bir başka neden olarak, özelikle Tutsi bölgelerinde kalan verimli tarım alanlarının Hutularca ele geçirilme isteği de gösterilmektedir. Zengin komşularının mallarını ele geçirmek isteyen Hutuların, özellikle Tutsileri öldürdükleri ve katliamın bir anda yayıldığı da düşünülmektedir
Katliamın acısının halk üzerinde yarattığı etkinin dindirilmesi amacıyla, halkın kendi kuracağı mahkemelerde alacağı kararların adli olarak tanınacağının bildirilmesi üzerine "halk mahkemeleri" 3'ten fazla insan öldürenleri yargılayıp uygun gördüğü cezaları verdi.
Daha büyük suçlular için Birleşmiş Milletler gözetiminde Arusha Tanzanya'da bir uluslararası suç mahkemesi kurularak yargılamalar sürdürüldü
bu yazının kaynağı için buraya tıklayınız |