Müslümanlar için hazırlanan sitenin tek amacı, adı islam olan dinlerin içinden gerçek dini almak gerisini çöpe atmaktır.
   
 
  ayetlerde çelişki yok
EY İNSANLAR, SİZE RABB'I NİZDEN DELİL GELDİ VE SİZE APAÇIK BİR NUR İNDİRDİK  4/174
AYETLERDE ÇELİŞKİ YOK…

Aslında ayetlerde çelişki mi var diye başlık atacaktık fakat bu sorunun cevabını başlık olarak atmayı daha uygun gördük. Çünkü bazı ayetleri okuyup da birbirine tezat oluşturduğunu sananlar ya da kendilerine bu şekilde bilgi verilenler anlayacak ki ayetlerde asla çelişki yoktur.
(Ayetlerde geçen kelimelerin laik kullanımını anlatan ve tercümelerdeki bazı anlam kaymalarını da değerlendiren (s.70) şu eser bu konuda okunabilir:
Kur'an'da dini ve ahlaki kavramlar – Toshihiko İZUTSU / pınar yay.)


Zaten Kur'an için “insan sözü olsa idi onda çelişen sözler bulurdunuz” diye bize mantık delilleri sunan rabbimiz kuranın çelişkisiz olma üstünlüğünü bize bildirmiştir.
O halde şu sorularla karşı karşıya kalıyoruz:

1- Allah unutur mu?
2- Allah zikreder mi, şükreder mi, kimi ve nasıl?
3- Allah intikam alır mı?
4- Allah şefaat yetkisi veriyor mu?
5- Allah'ın sözünü tutması şartı nedir?

Allah'ın unutması ne demektir, nasıl unutur? Ayetin mecaz yoluyla vurguladığı bu unutmak ne manadadır bir bakalım: (Tabi ayetleri anlamamak için özel çaba harcayanlar “kardeşim sana ne, Allah unuturum dedi ise unutur. Mahiyetini biz bilemeyiz. Ama Allah'ın unuttuğu ayetle sabittir. Nasıl ve ne şekilde olduğu ise bilgimiz dışındadır, biz iman eder geçeriz” diyebilecek olsa da şükür ki biz beynimizi kullanmakla emrolunduğumuzun bilincindeyiz.)

“Onlar ki dinlerini bir eğlence, oyun yerine koydular ve dünya hayatı kendilerini aldattı. Onlar bugünleriyle karşılaşacaklarını nasıl unuttular ve ayetlerimizi bile bile nasıl yalanladılarsa biz de bugün onları öyle unuturuz.” A’raf:51

Allah'ın fezkurûnî ezkuruküm: beni hatırlayın (zikredin) ki ben de sizi hatırlayayım (zikredeyim).” Ayetini işte bu ayet ne güzel açıklıyor. Kuranın adıdır zikr (3: 5. Tekvir suresi 27.ayette de kur’anın alemlere bir zikir (öğüt, nasihat, hatırlatma) olduğu söyleniliyor. İşte Allah bize öğüt alın diye buyurmuş oluyor.

A’raf 51 de bahsedilen unutulacak kişilerden olmamamız istenmiş oluyor.
“Allah size emanetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğüt veriyor, şüphesiz Allah işitendir, görendir.” 4: 58


Allah'ın fezkurûnî ezkuruküm: beni hatırlayın (zikredin) ki ben de sizi hatırlayayım (zikredeyim).” Ayetini daha iyi kavramak için şu ayeti de bir okuyalım:
“…….. bana verdiğiniz sözü tutun ki, ben de size verdiğim sözü tutayım. Ve sadece benden korkun.” 2: 40

“Şükredin bana, nankör olmayın.” Ayetini de yine aynı kabilden lokman 12. ayetle beraber açıklığa kavuşturuyoruz:

“Şükret Allah'a. Şükreden ancak kendisi için şükreder.”

Kısaca özetlersek, kul Allah'a karşı görevini yapar da öğüt alır şükrederse, şanı yüce rabbimiz Allah da kuluna verdiği sözü tutmak, yani vaadlerini yerine getirmek sureti ile onlara karşılık verir. Eğer kul görevini yapmazsa, Allah'ın onlara verdiği nimet sözü yoktur, azap vaadi vardır ve azabeder. Bunu da “onları unutmak” tehdidi ile bildirmektedir.
Şimdi bizler zikretmeyi Allah'ın adını peşpeşe söylemek olarak algılarsak ve Allah Allah Allah der durursak, Allah buna karşılık bizim ismimizi peşpeşe söyleyip duracak değildir. Allah'ın yapacağı zikr bu değilse -ki değildir, kulun yapacağı zikrin de bu olmaması gerektiği açıktır.

Peki Allah kendisinin öğütlerini (zikirlerini) dinlemeyen, onu zikretmeyen (işlerinde hatırlamayan) kişileri, bile bile inkar edenleri ve bütün islam düşmanlarını ne şekilde unutur?

Kâle almayıp, değer vermeyerek, amelleri gibi onları da yok sayarak… Buna bir tür karşılık vermek veya intikam almak diyebiliriz. Rabbimizin bir sıfatı da “azizün zü’ntigam” (3:4) dır. Aslında Allah'ın sıfatlarında mecazî unutma olayını görüyoruz.

Rahman sıfatı ile rabbimiz dünyada, en zalime de, kafire de, inananlara da acıyor, rızık veriyor, barındırıyor. Gel gör ki ahirette küfür sahiplerini rahmeti dışına koyuyor. Sadece Salih amel sahibi olan inananları cennetine koyuyor. Rahim sıfatı tecelli ediyor. Arapçada ismi fail (bir fiili yapana verilen ad) çekimi üç tanedir. Acımak kelimesini ele alırsak, 1- acıyan 2- çok acıyan 3- en acıyan şeklindedir. En acıyan ötesinde ise başka sıfat yoktur. İngilizce’de de buna benzer bir kip bulunur:

Big: büyük
Bigger: çok büyük
The biggest: en büyük

İşte rahîm çok acıyan, rahman en acıyan anlamına gelir. rahman sıfatı dünyada tecelli etmeye devam eden Allah, ahirette kafirleri unutunca rahim sıfatı ile, Salih amel sahibi olup, suçlarla kuşanmamış olan mü’minlere acıyacaktır. Matematiksel bakarsak:
RAHMAN – UNUTMAK = RAHİM gibi bir nükte çıkıyor karşımıza. Besmelenin ne kadar derin manası var anlıyorsunuz değil mi? En merhametli olan fakat azap vaatlerinden dolayı sınırlı merhamet gösterecek olan buna rağmen dünyada kendine küfredene de savaş açana da en merhametli sıfatını gösteren Allah'ın adı ile…

BİR AYET İNCELEMESİ
“Allah katında izin verdiği dışında kimsenin şefaati fayda vermez.” seb’e: 23
43:86- Onların Allah'ı bırakıp da tapdıkları putlar şefaat hakkına sahip değillerdir. Ancak bilerek hakka şahitlik edenler şefâat edebilir.

Gibi bazı ayetlere dayanan şefaat var diyenler!
Evet aşağıdakiler işte o izin verilenlerdir. Artık peygamber de dahil, bir insanın şefaat edebileceğini söylemeyin Allah aşkına. Allah'tan korkmaz mısınız! Ya delil getirin ya susun! Biraz ileriki sayfalarda bizim delillerimiz devam ediyor… Dikkat edin ayetlerden üstün delil yoktur, sonra size acı bir azap dokunur, Allah'tan başka dostunuz yoktur, sonra Allah da size yardım etmez!

21:26 "Rahmân çocuk edindi." dediler. O, yücedir. Hayır (Rahmân'ın çocukları sanılan melekler, O'nun) değerli kullar(ı)dır.

21:27 O'ndan önce söz söylemezler ve onlar, O'nun buyruğunu yaparlar.
21:28 (Allâh) Onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. (Allâh'ın) râzı olduğundan başkasına şefâ'at edemezler ve onlar, O'nun korkusundan titrerler.
Ayrıca bakınız:

11:105 78:38 34:23 6:51

sakın,
“onlara açık ayetlerimiz okunduğu zaman dediler ki: bu sadece bizi yakınlarımızın inandığı, ibadet ettiği inançtan çevirmek isteyen bir adamdan başkası değildir.”
Demeyin!



seb’e 43:
“bizim şefaatçilerimiz var mı ki bize aracı olsunlar? Yahut tekrar dünyaya geri döndürülmemiz mümkün mü ki başka ameller işleyelim?
Onlar kendilerini ziyana soktular. Uydurdukları şeyler kendilerinden saptı, kaybolup gitti.”

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
 
müslümanlar bir arada olmalı
 
Toptan Allah'ın dinine sarılmak budur. ayrı ayrı inançlarla bağımsız hareketlerle din olmaz.
İşiniz ve zamanınızı Allah'a adayın.
Nasıl?
 
Önce birbirimizi tanıyalım ve ne yapacağımızı öğrenelim. Sonrası kolay.
Allah yolu çizmiş zaten.
Ana Tema ne?
 
Malın ve canın Allahın bunu biliyorsun. Cennet karşılığında sattın sen onu... Şimdi malın canın ve kaybederim diye korktuğun eşin, işin, ticaretin, evin yurdun varsa sen uzak dur. Müslüman olunca sen de gel aramıza. Tek kural şu ki, adın kim olursa olsun müslüman ve kimle olursan ol müslümanlar toplumundansın. Cemaatin olamaz, örgütün olamaz.Tek başına karar veremez ve uygulayamazsın. Allahın dini için insan sözleri bağlayıcı değildir ve kur'an dışında kaynak olamaz.
Sonuç,
 
Bu site sadece müslümanlara açıktır ve adı müslüman olup kendi olmayanlarla bizim işimiz yok onlar da bizi rahatsız etmezlerse seviniriz...
 
Tam 42380 ziyaretçi (92637 klik) burdaydı!
kur'andan değerli okunacak ne var? O halde önce kur'an burada anlaşalım... Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol